Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, geçen hafta köşesine taşıdığı Amerika heyetinin Ankara'ya gelip, İran konusunda uyarılarda bulunduğunu gündeme getirmesinden sonra, "bozulmaya başlayan" Türk-Amerikan ilişkilerinin normalleşmesi için Müsteşar Feridun Sinirlioğlu başkanlığındaki Dışişleri Bakanlığı heyeti, ABD yönetimine, "Türk-Amerikan işbirliğinin daha belirginleşmesi, İsrail'le iyi ilişkiler için Türkiye'nin çabaladığını ve İran konusunda da Türkiye'nin hedefinin ABD hükümetinin hedefleriyle kesiştiğinin" bildirilmesi ön plana çıkan konular oldu.
Cumhuriyet gazetesinde Utku Çakırözer'in "Ankara’dan Washington’a Üç Mesaj" başlığıyla yayımlanan (25 Ağustos 2010) yazısı şöyle:
Ankara’dan Washington’a Üç Mesaj
Müsteşar Feridun Sinirlioğlu başkanlığındaki Dışişleri Bakanlığı heyeti, son dönemde Ankara’nın İran ve İsrail ile ilişkileri nedeniyle raydan çıkma noktasına gelen Türk-Amerikan ilişkilerinin düzeltilmesi için Washington’da önemli temaslar yürütüyor. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgilere göre ziyaret sırasında Ankara, ABD yönetimine şu mesajların verilmesine büyük önem veriyor:
1. İşbirliğimiz görünür olmalı: Başta ABD basını ve kamuoyu olmak üzere uluslarası çevrelerde Türk-Amerikan ilişkilerinde kriz yaşandığı, ABD’nin Türkiye’yi gözden çıkardığı şeklinde ortaya çıkan algılamadan Ankara’nın rahatsızlığı vurgulanacak. İki ülkenin başta Irak ve Afganistan olmak üzere uluslarası meselelerde her geçen gün daha da önemli hale gelen yakın işbirliğinin daha görünür hale getirilmesi ve dışarıya yansıtılması istenecek. ABD Kongresi’nin de Türkiye ile ilgili değerlendirmelerinde bu stratejik işbirliğini göz ardı etmemesi istenecek. Bu çerçevede James Jeffrey’in Bağdat’a atanması sonrasında boşalan ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne en kısa zamanda atama yapılması beklentisi de Müsteşar Sinirlioğlu’nun Washinton’daki görüşme notları arasında önemli yer tutuyor.
2. İran için hedefimiz ortak: ABD Kongresi ve uluslarası kamuoyundaki anlayışın aksine Türkiye ile ABD’nin İran konusundaki nihai hedefinin ‘aynı’ olduğu ve Türkiye’nin de İran’ın nükleer silah sahibi olmasına diğer ülkeler kadar karşı olduğu vurgulanacak. Türkiye’nin Tahran’ın savunucusu olmadığı ve İran ile uluslarası toplumdan ayrı bir müzakere kanalı açma niyeti olmadığı mesajı güçlü biçimde iletilecek. Ziyaretin hemen öncesine denk gelen MGK toplantısı bildirisinde İran’a, hem ABD, Rusya ve Fransa’dan oluşan ‘Viyana Grubu’ hem de BM Güvenlik Konseyi Daimi üyeleri ile Almanya’dan oluşan ‘P5 artı 1’ grubuyla görüşmesi yönünde çağrı yapıldı. Bu mesajın bir adresi Tahran olmakla beraber asıl muhatabın Washinton’da gittikçe artan güvensizliği gidermek olduğu kesin. Görüşmelerde Türkiye’nin oylamada kullandığı ‘hayır’ oyuna rağmen, İran’a yönelik BM yaptırımlarına uyacağı da bir kez daha taahhüt edilecek.
3. İsrail ile iyi ilişki istiyoruz: Mavi Marmara gemisine İsrail ordusu tarafından düzenlenen baskın sonrasında yaşanan kriz nedeniyle Türk-İsrail ilişkilerinin donma noktasına gelmesinden Ankara’nın da memnuniyet duymadığı vurgulanacak ve Ankara-Tel Aviv ilişkilerinin yeniden düzeltilmesi için ABD’nin desteği istenecek. Bu çerçevede ABD’nin de desteğiyle Mavi Marmara baskınını incelemek üzere kurulan BM Komisyonu’nun sonuçlarının Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin düzelmesine yardımcı olması beklentisi dile getirilecek. ABD yönetiminin yanı sıra Musevi cemaatinin temsilcileri ile de bir araya gelecek olan Dışişleri heyeti onlara da “Türkiye’nin İsrail ile iyi ilişkiler içinde olmak istediği ancak bunun için İsrail hükümetinin üzerine düşen adımları atması gerektiği” mesajını iletecek.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.