BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Başbakan Erdoğan'ın BDP'ye yönelik sözlerini eleştirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BDP'ye ilişkin sözlerinin ayrışmayı ve çatışmayı körüklediğini savunan BDP'li Tan, Kürtler'in büyük çoğunluğunun birlikte yaşamaktan yana olduğunu söyledi.
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, sözlerinde şunları kaydetti:
" Son günlerde çıldırmış olan bir Başbakanla karşı karşıyayız. Basında bu konu ile ilgili değişik yorumlar çıkıyor. En son olarak taraf gazetesi başyazarı Ahmet Altan dedi ki ; "Ya başbakan kapalı kapılar arkasında bağımsız bir Kürdistan kurulması için birilerine söz verdi veya çıldırdı." Bu iki ihtimalden hangisinin gerçek olduğunu tarih açığa çıkaracak.
Yaşarsak, göreceğiz. Nelerin olduğunu, nelerin olacağını ve bundan sonraki gelişmelerin nereye gideceğini hep birlikte göreceğiz. Kürtlerin ezeli bir çoğunluğu halen birlikte yaşamaktan yana. Bende şahsen birlikte yaşamaktan yanayım. BDP'li milletvekillerini de buna dâhil edebiliriz.
Ama korkarım ki Kürdistan devleti çatışmaya dayalı, ayrışmaya dayalı bir şekilde oluşacaksa bunu Kürtler değil, Başbakan Tayyip Erdoğan ve mevcut İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin yapacaklar.
Bizim önümüzde iki yol bulunmaktadır. Ya Ortadoğu'da birlikte yaşayacağız ve yahut da kıyamete kadar savaşacağız. Binlerce defa söyledik ve yine söylüyoruz biz birlikte yaşamaktan yanayız, huzurdan yanayız, barıştan yanayız ve kardeşlikten yanayız.
Ama sayın başbakan artık bu barış projesinin mimarı olamayacağını açık ve seçik bir şekilde ilan etmiştir. Her günde ısrarla bu ilanını sürdürtmektedir. Artık anlaşılmıştır ki Ortadoğu'da bir barış olacaksa 21. Yüzyılda global dünyada yeni bir dünya kurulacaksa bunun mimarı asla mevcut başbakan olmayacaktır. Ama çatışma, kavga, vuruşma, dışlama diyorsanız. Sayın başbakana düşen daha çok görev bulunmaktadır.
Bugün Türkiye'nin dört bir yanına dönün. Dünden ve önceki yıllardan çok daha kötü komşuluk ilişkilerine karşılaşacaksınız. Irak ile kavgalı, Suriye ile kavgalı, Ermenistan ile kavgalı, İsrail ile kavgalı, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile kavgalı, Azerbaycan ile sıkıntılı ve Türkiye'nin içinde Alevilerle ve Kürtlerle kavgalı, samimi Müslüman ve dindar kesim ile kavgalı. Bu nereye kadar böyle gidecektir.
Türkiye bu durumda iken nasıl bölgesel bir güç olabilir! Bu başbakan, bu kadro ve bu siyasetle Türkiye ileriye gidemez ve gelişemez. Bugün Erbil'e gidemeyen bir Enerji Bakanı var. Kerkük'e gidemeyen vize alamayan bir muhalefet parti genel başkanı var. Türk milliyetçisi olduğunu söyleyen bir siyasi parti lideri var. Kerkük'e gittiği için Kürtlerin yardımı sayesinde tutuklanmaktan son anda kurtulan bir Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu var." dedi
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.