• BIST 9393.79
  • Altın 3945.032
  • Dolar 38.0829
  • Euro 42.9739
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 20 °C
  • Berlin 18 °C

Altan Tan: Seçimin mağlûbu HDP

Altan Tan: Seçimin mağlûbu HDP
Yerel seçimlerin mağlubu olarak CHP ve HDP’yi gösteren BDP’li Altan Tan, iç dinamiklerini değiştirmezse BDP’nin çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

BDP'nin 'Türkiyelileşme' projesi olarak hayata geçirdiği Halkların Demokratik Partisi’ni eleştiren BDP milletvekili Altan Tan, seçim sonuçlarının da kendisini haklı çıkardığı görüşünde. Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan Tan’a göre, yerel seçimlerin mağlubu CHP ve HDP. Çözüm sürecinin beraberinde getirdiği normalleşme ortamında BDP’nin bocaladığını belirten Altan Tan'a göre, alınan oylar partinin hedeflediği "demokratik özerkliğe" yetmiyor. "Samimi dindarlar BDP’ye oy veriyor" diye konuşan Altan Tan, dindar, muhafazakar kesimlere daha çok hitap etmedikçe hiçbir partinin başarı sağlayamayacağını söyledi ve yerel seçimde "Müslümanların önemli bir kısmı vicdanlarını cüzdanlarına sattı" diye konuştu.

Yerel seçimlerden sizce nasıl bir sonuç çıktı? Hem Türkiye genelinde hem de BDP-HDP özelinde bir değerlendirme yapar mısınız?

'Bu seçimin galibi kim, mağlubu kim?', bu çok tartışılıyor. Rakamları istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz. Rakamları eğip bükmenin üstadı Süleyman Demirel’di; kendi istediği neticeleri çıkarabilir, kendince sizi ikna edebilirdi. Ben rakamlar üzerinden tartışmaya girmek istemiyorum ama açık ve seçik bu seçimin mağlubu belli; CHP ve HDP. MHP oylarını artırdı, yüzde 13’ten 17,7’ye çıkardı oylarını. AK Parti 40’ın altına inecek mi diye bakıldı, yüzde 43 ile 45 arasında oy aldı. BDP, oylarını koruyabildi, çok küçük bir artış var.

Bu tablodan nasıl bir sonuç çıkarıyorsunuz?

AK Parti’nin yerine dindar ve muhafazakar seçmeni tatmin edecek, orta sınıfların oy vereceği bir alternatif çıkmadığı müddetçe, AK Parti ne kadar yanlış ne kadar kötü işler yaparsa yapsın, halk CHP’ye oy vermiyor, MHP de bütün Türkiye’yi kucaklayamıyor. BDP cephesi HDP ile tüm Türkiye’ye hitap edebilecek bir ana muhalefet hedefledi. HDP çıkışı itibarıyla doğru bir projeydi. Tüm muhaliflere, hırsızlığa, yolsuzluğa karşı yeni bir demokratik Türkiye, yeni bir Anayasa isteyen kesimlere hitap edecekti. Başta da sistemin mağduru olan Müslüman demokratlar, namuslu Müslümanlara. Şimdi bu namuslu Müslüman lafı da siyasete girecek çünkü Müslümanların önemli bir kısmı vicdanlarını cüzdanlarına sattılar. Bundan sonra bu da çok tartışılacak, vicdanlı Müslüman ne demek, vicdansız Müslüman ne demek? HDP’nin hedeflediği ana kitlede kimler vardı, vicdanlı Müslüman demokratlar, liberal demokratlar, sosyal demokratlar, sosyalistler, bir de halklar ve mezhepler... Peki HDP bunu yapabildi mi? Maalesef yapamadı...

Neden yapamadı?

HDP Türkiye’deki marjinal solun partisi haline geldi. Zaten Türkiye’de bunların ciddi bir oy tabanı, halk tabiriyle müşterisi yoktu. HDP’ye yine BDP seçmeni oy verdi, aldığı oyun 50751üzde 99’u Kürt seçmenin. Tüm muhalefeti kucaklama iddiasında olan HDP, kuruluşundan itibaren Türkiye’deki marjinal solun örgütlenmeye çalıştığı, üzerine Kürtlerin ilave edilmek istendiği bir organizasyon şekliyle ortaya çıktı. BDP artı HDP yüzde 6,5 oy almış, bu ne özerkliğe yeter ne de Kürdistan’ın statüsünün daha da belirginleştirilmesine. Kürdistan’ın tamamı diye 16 şehre baktığımızda, AKP 1 milyon 830 bin, biz 1 milyon 845 bin oy almışız. Demek ki siz tek başınıza bir özerklik filan ilân etme durumunda değilsiniz. Onun için bu yüzde 6,5’un Türkiye’nin demokratikleşmesinde yüzde 10-15’lere çıkması lazım.

Çözüm süreci açısından AKP’nin batıdan aldığı oyları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Batıda oylarını muhafaza etmesi çözüm süreci açısından başarıdır. Yani piyasa artık borsa tabiriyle, PKK ile görüşme, Abdullah Öcalan ile müzakere, Kandil’e gidip gelme gibi durumları satın almıştır. Bunlara şiddetli bir karşı çıkış olmamıştır. Müzakere süreci halktan onay almıştır diyebiliriz.

Bu BDP’nin desteğiyle Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasının yolunu da açmış mıdır?

Zannediliyor ki bu İmralı’da konuşuldu, bu iş bitti. BDP, Türkiye’ye demokrat, yeni bir anayasa yapacak bir Cumhurbaşkanı olmasını istiyor. Bu profil AK Parti’de mi ortaya çıkar, CHP-MHP’nin destekleyeceği adayda mı çıkar? Herkesin kendi adayı mı çıkar, ikinci turda mı belli olur, şu an bu stratejilerin hiçbiri belli değil.

BDP , Tayyip Erdoğan’a destek verir mi?

Ben Altan Tan olarak vermem. Yeni bir anayasa yapmadı. Ben internet yasaklarına, MİT yasasındaki anti demokratik yaklaşımlara, Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda yapılan değişikliklere, Orta Doğu'da nereye gittiği belli olmayan sergüzeştiliğe oy vermem.

Bir adım karşılığında destek söz konusu olabilir mi?

Yeni Türkiye, demokratikleşme ve özgürlükler karşılığında verir ama yok ben seni hapisten çıkarayım, öbürüne şeker, çilokalata vereyim, bunlar çok kötü köylü kurnazı, işportacılıklardır.

Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan çıkması karşılığında oy verir mi?

Bunlar çok kötü, konuşulması bile doğru değil. “Efendim beni çıkar, Türkiye diktatörleşsin”, böyle bir şeyi Sayın Öcalan söyler mi? İmralı’ya gidin sorun, buna razır olur mu?

Siz HDP ile ilgili yaptığınız tespitleri daha önce de dile getirmiştiniz. Şimdi BDP, HDP ile birleşmeyi değerlendirme sürecinde. Nasıl bir görüş hakim, daha önce tepki çeken eleştirileriniz şimdi destek buluyor mu?

Ben hâlâ bu sözlerimin arkasındayım. BDP’de bunu gören arkadaşlarımız var, bunu görmemekte ısrar eden arkadaşlarımız var. Onun için şunu söylüyorum; HDP’nin de BDP’nin de veya tek partide toplanılacaksa o partinin de yeniden inşa mecburiyeti var. Mesela Kürtlerde muhafazakarlık oranı çok daha yüksek. Biz Diyarbakır şehir merkezinde ilk defa bu kadar çok oy kaybettik, bu oyu zenginleşen orta sınıflardan değil yoksullardan da kaybettik. Dindar, muhafazakar kitleyle, samimi doğru bir ilişki kurmanız lazım. Ben vitrine bir tane Altan Tan koydum, gerisini bildiğim gibi doldurayım mantığıyla olmaz. İkincisi de kent yoksullarıyla ilgili de bir şeyler üretilmesi lazım. Diyarbakır’da yerinden dönüşüm ile varoşlarda oturanlara hizmet götürmemişsiniz. Sosyal olarak bu hizmetleri yeteri kadar yapamadıysanız, sınıfsal olarak da desteğiniz zayıflıyor.

BDP’nin belediyecilik açısından karnesi nasıl sizce?

Başarılı bulmuyorum. Bismil, Cizre, Nusaybin, Kızıltepe bir çok örneğe baktığımızda hala bir çok yerin doğru düzgün uygulanabilir imar planı yoktur. Van’ın imar planını bile depremden sonra bakanlık yaptı. Dolasyısıyla siz bahanelerin arkasına sığınamazsınız. Savaş döneminin siyaseti ayrı barış döneminin siyaseti ayrı. PKK ve Kürt siyaseti 30 yıllık korkunç bir girdabın içinden geçti. Halk zaten uzun bir dönem bunlara bakmadı ama silahlar sustuktan sonra veya görece bir barış ortamına girildikten sonra halkın isteyeceği çok şey vardır. Birincisi de hizmet. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bugüne kadar Kürtçe bir kreş açamadıysa bunun bir gerekçesi yok. İkincisi, halk güvenlik ister. Burada kasıt barışın siyaseti, yani çatışmalı dönemdeki taş, molotof kokteyli, eylemler yerine daha demokratik siyaset ister. Mesela Diyarbakır’ın Bağlar semti bizim siyasal eylemlerimize en fazla destek veren bir bölge, 357 bin nüfusu var. Oyumuz yüzde 73’ten yüzde 58’e düştü. Artık o eski eylemler, çatışmalı dönemin argümanları istenmiyor.

Kepenk kapatma gibi mi?

Evet halk istemiyor, çok önemli bir günde kapatırsınız. Ama Yüksekova’da ayda üç sefer kapatırsanız bu eylem kolaycılığıdır.

Çözüm sürecinde kısmen normal bir hayatın egemen olmasıyla sizce BDP yetersiz mi kaldı? Normal bir siyasetin altından kalkabildi mi?

Şu an için bocalıyoruz. Bocalama demek çökme değil. Biz ayağa kalkıp doğru tahliller yapıp, doğru örgütlenmeler yapıp dosdoğru yolumuza devam edebiliriz de, sendeleyip düşebiliriz de. Biz şimdi bunu aşmanın yollarını tartışıyoruz. Bunu aşmak zorundayız. Ya başaracaksınız ya başaracaksınız. Bir de tabii, hangi BDP? BDP, geçmişteki kadrolarıyla bu işi yürütemez. Dindar, muhafazakar kesimlerle, onların kadrolarını da alarak, tabiri caizse şirketin yüzde 25-30’unu halka katarak doğru bir ilişki kurulması lazım. Mesela Mardin’de parti, Süryani kadın eş başkan kararı aldı. 46 Süryani sivil toplum kuruluşu ve şahsı bir isim önerdiler ama parti onun dışında kendi seçtiği başka bir Süryani kadını başkan yaptı. Beğenirsiniz beğenmezsiniz herkesin kendi temsilcileri olacak.

BDP’nin karar alma süreci buna imkan tanıyor mu?

İç işleyiş tarzının da değişmesi lazım. Mesela ben Diyarbakır milletvekiliyim, 17 ilçede belediye meclis üyelerinin seçilmesinde tek bir kişi için benim fikrim alınmadı.

Kim belirledi?

Bir seçim komitesi oluşturuldu, Kürt siyasetinin kendi iç dinamikleri içinden geçmişteki yapılar belirledi. Hiçbir milletvekili arkadaşımın belirlemesi olmadı. Bu mekanizmayla bir siyasi partinin götürülmesi mümkün değil. Daha demokratik daha şeffaf, belirlenmiş ilkeler çerçevesinde çalışması lazım. Ya bunları başarırız, ya da daha geriye gideriz.

Hüda-Par seçimlerde büyük bir varlık gösteremedi, tarif ettiğiniz muhafazakar tanıma uyuyor ama başka eksileri mi var?

Kendi beklentilerinin çok altında oy aldılar. Birçok çevre de, Hüda-Par’ın bu kadar oy alamayacağını tahmin ediyordu ama benim tahminlerime uygun oy aldı. Bana göre Diyarbakır ve Batman’da ciddi bir başlangıç yaptı. Bu sonuçlar seçimlere bağımsız olarak girebilecek bir ortamda bir milletvekili alınabileceği anlamına geliyor. Ama tabii sadece Batman ve Diyarbakır'da siyasi iddiası olması, bir harekete yetmez. Geçmişiyle ilgili tüm iddialarla bir yüzleşmesi lazım. Hüda-Par’ın üzerine oturduğu tabanın, ki yeni bir parti olduğu için onları suçlamıyoruz, bölgede Menzil ve Zehra grubu ile de diğer Müslüman gruplarla da sorunları var, arasını düzeltmesi lazım. Ortaya yeni bir Türkiye ve Kürt siyaseti ortaya koyması lazım ve orta sınıf kentlilere uygun siyasi aktörler çıkarması lazım. Şu an için Kürdistan siyasetini belirleyen iki unsur var. Biri din faktörü, bunu AKP ve Hüda-Par kullanıyor. Bir de daha çok Kürt kimliğini kullanan BDP. Ama BDP’ye oy veren Kürtlerin yüzde 80’i hatta daha fazla diyebiliriz çünkü AK Parti içinde din ile diyanet ile ilgili olmayan müteahhidi, ağası, korucusu var, kimsenin elinde bir dinometre yok ama AKP’ye oy veren kitle ne kadar dindar, BDP’ye oy veren kitle ne kadar dindar diye samimi dindarların oyları AKP’ye göre BDP’de bir kaç mislidir. (Gonca Şenay-Al Jazeera)

  • Yorumlar 7
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • bakur14 Nisan 2014 Pazartesi 10:31tahliler doğru

      Kesinlikler Altan Tanın söyledikleri doğrudur ve bdp gittikçe kaybedecektir. seçmenlerin çoğu da halk istememesine rağmen bdp kendi önerdiğini oraya kabul etmişltir.

      Yanıtla (0) (0)
    • liyakat14 Nisan 2014 Pazartesi 17:09siyasi iflas

      başta d.bakır olmak üzere gösterilen adaylar ve kadın kotası bu halkın zihniyle oyun oynamaktır. kürt siyaseti vesayetten acilen kurtulma çareleri aramalıdır. herşeyi kendi bildiğiyle ve liyakatsız insanlar eliyle yapıp sonra bdp oy kaybetiği için özeleştiri vermelidir diyen bir anlayışın siyaseti iflastır. bu seçimdeki başarısızlığın sebebi hdp, kadın kotası ve türk solunda ısrar ile demirtaş, baydemir gibi siyasai rüştünü ispat etmiş insanların , militan, sekter ideolojik saplantılı kadroların hegemonyasına mahkum edilmesidir....

      Yanıtla (0) (0)
    • mansur14 Nisan 2014 Pazartesi 15:44ak parti

      sayım tan, ak partinin oyları o kadar değil çok fazlasıdır. ama malesef doğuda sürdürülen baskılar sonucunda gerçek bir seçim olduğu söylenemez.

      Yanıtla (0) (0)
    • abay15 Nisan 2014 Salı 07:28artık bdp öz dinamiklerine güvenmeli..

      silahlar sustuktan sonra halk hakkettiği kentlerde yaşamak istiyor. yıllarca bir şey üretilmediği halde halk destek verdi. ama artık belediyecilik anlamında iyi işler üretebilecek nitelikli ve şahsiyetli kişiler görmek istiyor. kadro diye onlarca niteliksiz adam doluşmuş belediye meclisi ve il meclisi üyeliklerine. parti fanatizminden başka hiç bir vasfı olmayan ve toplumun geneli tarafından antipati ile bakılan bu kişiler parti bizimdir kimse aramıza karışamaz siyaseti yaparak insanları uzaklaştırıyorlar. karar vericilerde halkın iradesi ile dalga geçer gibi bunları aday gösteriyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • derikli15 Nisan 2014 Salı 19:20haksızlık _etme

      htp kaybeti diyorsun bilmem bdp kimle otursunmuş tamada sayın tan senin güsterdiğin insanlar binlerce faili meçhulun faileri mademki hdp açılım dıyorsun seni burdasın işte sen ne duruyorsun seninde çabalaman gerkmiyorumu sen müslüman kimliğinle bdp deyilmisin ozaman bun insanlar sen kazamnaya çalı

      Yanıtla (0) (0)
    • sibat15 Nisan 2014 Salı 22:21kadinlar

      BDP nin iki huyundan ben ve kurt milleti(sordugum insanlarin cogu) biktik.. bunlardan birincisi kadin milliyetciligi(kafatascilikta diyebiliriz) ikincisi sol diye tutturmasi.. yaw abe sol yok ki turkiyede.. toplasan tum ulkede 100.000 oylari yok hala ne tutturuyorsun sol diye.. acilsana dindar millete.. bide bu kadin anlayisi ne yaw.. kafaniza gore kadinlari belediye baskani yapiyorsunuz..kime sordunuz bunu? halk kadin istiyor mu? ben partizan olanlar disinda bir kisinin BDP nin kadin acilimi cok iyi dedigini duymadim.. cunku mantiklica davranilmiyor sadece kadin olsun da ne olursa olsun anlayisi var..

      Yanıtla (0) (0)
    • mêr nezan16 Nisan 2014 Çarşamba 14:16rast re rast

      HDP evet doğru bir proje iken küçük dar sol elitisit ideolojik bir komün mantığıyla bir hareket değil ancak sürünür. Üzülerek her zaman çevremizde belirtiyoruz ki lütfen netleşin BDP vd.hareket, genel olarak samimi bir şekilde kendini bir sorgulasın. İçinde müslüman sağ düşünce istiyor mu istemiyor mu? Herkes netleşsin. Madem savaş bitiyor artık iş ve hizmet üretme zamanı. İnançlı insanlar kendilerini gerçekten bu partilerde hissetmiyor. Gerçekte alınması gereken şeklinde oy kaybı % 13'tür. BUnlar nerde arayın bulun cevabı yazıda. Yoksa eririz bilesiniz.

      Yanıtla (0) (0)
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89