• BIST 9481.15
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 11 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 2 °C

Alınak: Seçimden sonra korkunç şeyler olacak

Alınak: Seçimden sonra korkunç şeyler olacak
Sabah gazetesinden Müjgan Halis'in "Bir BDP'liden BDP eleştirisi" başlığıyla yayımlanan (9 Ocak 2011) yazısı şöyle:

 Eski milletvekili, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kars eski İl Başkanı Mahmut Alınak, "BDP sivil mücadele yapmayı göze alsa, PKK, sesini ve taleplerini duyurmak için silaha yeniden başvurma ihtiyacı duymayacaktır. Seçimden sonra çok korkunç şeyler olacak," dedi.

Sabah gazetesinden Müjgan Halis'in "Bir BDP'liden BDP eleştirisi" başlığıyla yayımlanan (9 Ocak 2011) yazısı şöyle:

Bir BDP'liden BDP eleştirisi

Eski milletvekili Mahmut Alınak, son romanı Tarihin Çarmıhında Güneş Ülkesi aracılığıyla BDP'ye önemli eleştiriler yöneltiyor. Hangi kıtada olduğu bilinmeyen, dünya haritasında görülmeyen, internette adına rastlanmayan, hiçbir tarih kitabında bahsedilmeyen Şengal adlı bir ülkede geçen romanından hareketle Kürt siyasetine 'sivilleşmeme' eleştirisi yapan Alınak, Kars'ta yaptığı yaratıcı-sivil eylemlerle kamuoyunun dikkatini çekmişti. Romanında 'Mezın' (Büyük) adlı bir siyasi lideri anlatan Alınak, kahramanının Öcalan'a benzerliğine ilişkin "Onun mezın (büyük) olup olmadığını koşullar gösterecek," diyor.

- Kitabınızda bir ütopyayı anlatıyorsunuz. Olmayan nehirler, olmayan dağlar. Ama diğer yandan çok da tanıdık bir ülke. Ne niyetle böyle bir ülke yarattınız?

- Bu kitabı her zaman, her asır ve her ülkede okunsun; insanlığın özgürlük mücadelesine küçücük de olsa bir katkısı olsun diye yazdım. Kitabımın 20 yıllık kahırlı bir yolculuğu var. Değişik halkların binlerce yıldır özlemini çektiği mutlu bir ülkeyi, yani Şengal'i yazmak istiyordum. Geçen zaman içinde başka kitaplar yazdım ama buna bir türlü başlayamadım. Ölmeden önce bu kitabı yazmak istiyordum. Nihayet üç yıl önce başlayabildim.

- Şengal'in anlamı ne? Romanınızda birçok yer ismi var Elegez, Narvik gibi. Bu isimler gerçekte var mı?

- Bu yerler adlarını tarihten ya da tarihi kişiliklerden aldı. Örneğin Rose Blanc Caddesi, adını İkinci Dünya Savaşı sırasında Paris'te Hitler SS'leri tarafından kurşuna dizilen 21 yaşındaki Rose Blanc adlı devrimci işçi kızdan almıştır. Şengal, Kürt Federe Bölgesi'nde bir dağın adıdır. Eteğinde Ezidi Kürtler yaşar, Siyabend ile Xece'nin hazin aşkının ölümle son bulduğu bir dağdır burası. Elegez de benim çocukluk dağımdır. Ermenistan'ın köyümüzden görünen tarafındadır. Kuzularımı otlattığımda hâlâ çoğunu mırıldadığım çocukluk türkülerimi Elegez'e bakarak söylerdim. Narvik ise Norveç'in kuzey kentlerinden biridir.

Kars'ta çok sayıda sivil eylem yaptık

- Kitabı yazarken Türkiye'nin son 30 yıldır yaşadığı deneyimler de size yol gösterdi mi?

- Yaşadığımız travmalar dersek daha doğru olur herhalde. Bu travmaları yaşamamış olsaydık belki de bu romanı hiç yazamayacaktım. Bu roman evrensel olduğu kadar yereldir.

- Birtakım eylem biçimleri, sizin Kars'ta hayata geçirdiğiniz eylemlere benziyor.

- DTP Kars İl Başkanı iken, Kars'ın sorunlarına ilgisizliği protesto etmek üzere bir hafta boyunca, akşamları üçer dakika teneke çaldık. Kürtçe yasağını protesto etmek için üç gün boyunca Kürtçe'den başka bir dil konuşmadık. 'Anneler Ağlamasın Gençler Ölmesin' başlığı ile açtığımız kampanya çerçevesinde, devletle PKK arasındaki çatışmalarda çocuklarını kaybeden anne ve babaların yürek acısını hissetmek için kışın buz üzerinde yalın ayak basın açıklamaları yaptık. Newroz'daki saldırıyı protesto etmek için devletle ilişkilerimizi üç gün askıya alıp üç gün kimliksiz dolaştık. Zamları protesto etmek için üç günlük ekonomik boykot yaptık.

- Bu önerileri o dönem içinde olduğunuz DTP'ye ilettiniz. Nasıl karşılandı?

- Halk kesimlerinden ve siyasi kadrolardan hayranlık dolu iltifatlar aldık. Ancak Kürt politikacılar inatçı bir sessizlikle karşıladılar bu eylemleri. Eminim bunlardan bazıları özel sohbetlerde bunlara 'deli işi' deyip gülüyordu. Bu sorunuz 1996 yılındaki bir anıyı hatırlattı bana. Herhalde 6 Temmuz günüydü, pek çok hapishanede ölüm oruçları vardı. Ankara Yüksel Caddesi'ndeki bir basın açıklamasına ben de katılmıştım. Polisler bizi karga tulumba götürüp bir otobüse doldurdular. Polis amiri başımızı kollarımızın arasına alıp yere eğmemizi istedi. Başımı eğmedim. Polisler amansızca saldırıp kafamı coplamaya giriştiler. Başımdan oluk oluk kan akmaya başladı. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Ziyarete gelen siyasetçiler halime bakıp katıla katıla gülmüşlerdi. Bu beni çok yaralamıştı. Onlara göre başımı eğmemiş olmam Don Kişot'lukmuş. 1997'de Cumartesi Anneleri, Galatasaray Lisesi'nin önünde günlerce dayak yedi, saçlarından sürüklendi. 'Annelere canlı kalkan olalım,' diye öneri yapıldı ama mangalda kül bırakmayan siyasetçiler sağır bir sessizlikle karşıladı bu öneriyi.

- Kitabınızdaki siyasi lider Mezın'de ne kadar Abdullah Öcalan var?

- Hapishanedeyken lideri oldukları hareketleri yönlendirme konusunda benzerlikleri var ama, talepleri ve tarzları tamamen farklıdır. Bu kitabı bir Türk romancı yazsaydı, bu soru akla bile gelmeyecekti. Abdullah Öcalan'ın ileride Mezın olup olmayacağı kendisine, şartlara ve zamana bağlıdır.

- Kitabınızı Abdullah Öcalan'a göndermeyi düşünüyor musunuz?

- Öcalan bu röportajı okuyacaktır herhalde. Avukatları isterse göndermek isterim.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89