Zaman gazetesi köşe yazarı Ali Bulaç, 2 Haziran Çarşamba günü Bloomberg HT kanalında Gülin Yıldırımkaya’nın programına katıldı. Bulaç’ın İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırısının ayrıntılarına ve Türkiye-İsrail-ABD ilişkisine dair söyledikleri, soL’da dikkat çekilen birçok noktayla örtüşmesiyle “Bulaç komünist mi oldu?” sorusunu akıllara getirdi.
“Konvoy AKP’nin bilgisi dahilindeydi, niye desteklemekten vazgeçtiler?”
Gemilerin hükümetin bilgisi ve oluru dışında gittiklerini zannettiğini söyleyen Bulaç, “Hükümetin bu yolculuktan mutlaka haberinin var olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla hükümetin sahip olduğu bilgiler çerçevesinde muhtemel vuku bulacak olaylar konusunda bir değerlendirme yapmış olması gerekir” dedi.
Bulaç, soL’un saldırının ertesi günü gündeme getirdiği “15 AKP milletvekili de katılacaktı, ancak sonradan engellendiler” haberini dile getirerek “Yaklaşık onbeş civarında AK Partili de katılacaktı ve son anda bunların katılımı engellendi. Bu boyutlarda olayların vuku bulacağını haber mi aldılar, yoksa politik olarak mı, geminin içine siyaset girmesin gibi mi karar alındı?” diye sordu.
Bulaç'ın "İsrail’in gemilere yaptığı müdahale belki İsrail’in Türkiye’ye savaş ilanı değildir ama bir savaş sebebidir. Çünkü Türk bayrağının çekili olduğu bir gemiye saldırı yapıyor, TC vatandaşlarını öldürüyor, Türk toplumuna ölü ve yaralılar hakkında direk ve detaylı bilgi vermiyor" sözleri ise, programa katıldığı gün soL'un verdiği "Mavi Marmara'nın bandırası niye değişti?" haberindeki, saldırının Türk topraklarına yapılmış sayılması ve savaş sebebi olmasının önüne geçilmesi amacıyla geminin bandırasının Türkiye'den Komor Adaları'na değiştirildiği bilgisinden haberdar olmadığını ortaya koydu.
“Türkiye’nin dış politikası ABD’nin iradesi dışında değil”
Bulaç, Türkiye’nin AKP hükümeti dönemindeki dış politika açılımına ilişkin olarak “Ben son altı yedi senedir Türkiye’nin Orta Doğu’ya büyük sistemin izni ve desteği değil ama bilgisi ve oluru dâhilinde girdiğini ve yeni dış politikasını belirlediğini düşünüyorum. ABD’nin, İngiltere’nin ve AB’nin oluru dışında, iradesi dışında bir politika değil” dedi.
Bulaç, bu tezine destek olarak “Parametrelerimiz çok net açık bir kere Türkiye NATO müttefiki olan bir ülke üyeliği devam ediyor, AB üyelik süreci devam ediyor. Dışişleri Bakanımız her önemli aşamada, biz Batı eksenli çok boyutlu bir politika takip ediyoruz diyor ve diyor ki hiç olmadığı kadar Türkiye’nin dış politika görüşü ile ABD’nin dış politika görüşü örtüşmüş durumdadır. Ayrıca Obama’nın Türkiye’deki konuşmasında ortaya attığı yepyeni bir kavram vardı. Stratejik müttefik olmaktan çıkıp model ortaklık durumuna geçtik. Demek ki Türkiye aslında ABD ile beraber ve onun oluru ile bölgede hareket ediyor” ifadelerini kullandı.
İsrail’in bu durumdan rahatsız olduğunu savunan Bulaç, “Bence çatışma her ne kadar Türkiye ve İsrail arasında gözükse de, nihayetinde aslında İsrail’in bugünkü yönetimi ile ABD’nin öngördüğü Ortadoğu muhayyilesi arasındadır” dedi.
“Amerika yeni kabadayının Türkiye olmasını istiyor”
Bulaç, programda “Amerika yeni kabadayının Türkiye olmasını istiyor ve Türkiye üzerinden de İsrail’i frenlemeye, iki devletli bir çözüme doğru razı etmeye zorluyor” görüşünü dile getirdi.
Bulaç, sözlerine şöyle devam etti: “Bence bundan sonra ABD ve İngiltere ile İsrail karşı karşıya gelecek. Bu operasyonun öncülüğünü aslında İngiltere yapıyor. İsrail’i iki devletli bir çözüme zorluyor. Toprakların 5/4’ü İsrail’de kalacak, 5/1’i Filistinlilere kalacak Bölünmüş Filistin bir şekilde bir statü kazanmış olacak ve bir Filistin devleti kurulacak. Bugünkü İsrail yönetimi böyle bir çözüme de razı değil, İsrail’i buna zorlayacaklar ve bundan sonra Türkiye ve İsrail daha çok karşı karşıya gelecek. Burada bizim sürekli olarak dikkat etmemiz gereken şu; ABD’nin ve Batı’nın tutumunda nasıl değişiklikler oluyor, Türkiye lehine mi yoksa geleneksel İsrail lehine mi tavır alıyorlar?”
“Avrupa, ABD’nin çizdiği çerçevenin dışına çıkamaz”
“ABD’nin Türkiye’nin Ortadoğu’da yeni güç olmasını istemesi Avrupa’da nasıl karşılanır, desteklenir mi?” sorusuna ise Bulaç şu yanıtı verdi: “Avrupa dediğimiz zaman, bir kıta Avrupa’sı var İngiltere’yi ayrı düşünmek gerekir. Avrupa dediğimiz zaman kastedilen Batı Avrupa’dır esasen Batı Avrupada’da iki belirleyici ülke var Almanya ve Fransa ve bir de AB ülkeleri var. AB ülkelerinin iki zaafı vardır. Bir; silahlı güçleri yoktur ABD’nin himayesi ve desteği altında varlıklarını devam ettiriyorlar ve NATO onları koruyor. NATO’nun en etkili gücü Türkiye’dir. Avrupa dış politikasını ABD’ye göre belirlemeye çalışıyor. Dolayısıyla Avrupa Türkiye’nin Ortadoğu’da böyle bir rol oynamasından rahatsız olsa bile ABD’nin çizdiği ana çerçevenin dışına çıkacağını zannetmiyorum.”
Kaynak: soL
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.