Medya Derneği’nin düzenlediği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı toplantıda gazetecilere yönelik hedef göstermeye varan karalama kampanyasının ve hükümetin medyaya baskısının gündeme gelmemesine tepkiler sürüyor. Başbakan Erdoğan’ın kendisinin işten çıkarılmasına yönelik baskısının toplantıda gündeme gelmemesi hakkında Taraf’a konuşan gazeteci Cüneyt Özdemir, aynı zamanda Gazeteciler Cemiyeti üyesi olduğunu ve Başbakan’ın kendisinin işten çıkarılmasına yönelik sözlerine cemiyetin tepki vermemesini de şaşırtıcı bulduğunu söyledi.
Medya Derneği’nin, Başbakanlık Ofisi’ndeki toplantıda Yeni Akit gazetesinin Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu, Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ı hedef göstermesinden ya da Başbakan’ın Cüneyt Özdemir’in işten atılması için yaptığı baskıdan bahsetmediği ortaya çıkmıştı.
“Gazeteciler Cemiyeti şaşırttı”
Cüneyt Özdemir, bu konuya ilişkin Taraf ’a şöyle konuştu: “Beni asıl şaşırtan şu: Ben Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesiyim. Gazeteciler Cemiyeti de tek bir açıklama yapmadı. Sadece Medya Derneği’ne yüklenmek de hata. Gazeteciler Cemiyeti, bu durum karşısında tek bir kelime söylemiyorsa ne diyebilirim ki. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, herkesin kendi gazeteciliğe bakışı, vicdanı ile yargılandığı ve ileriki günlerde hatırlayacağımız günlerden geçiyoruz.” Hükümetin kendisine yönelik baskısını da sorduğumuz Özdemir “Bu konuda şu an susmayı tercih ediyorum” yanıtını verdi.
Derneğin, hedef gösterici haberleri gündeme getirmemesine ilişkin konuşan Cengiz Çandar ise “Bu soruyu bana değil, Salih Memecan’a (Medya Derneği Başkanı) sorun. Konuşmak ayıp ve ağır geliyor” dedi. Gazeteci Ali Bayramoğlu da “Vahim, olarak değerlendiriyorum. Yeni Akit ve onunla bağlantılı Habervaktim sitesi psikolojik kampanya yapıyor. Kirletme, itibarsızlaştırma ve hedef gösterme gibi işlere soyunuyorlar. Ermeni, gayrımüslim, Kürt gibi kimliklere yönelik ayrımcı nefret söyleminin son dönemdeki taşıyıcısı bu ikili. Bu anlayışın bu çağda varlığını sürdürüyor olması utanç vericidir” ifadelerini kullandı.
Siyasi iradenin bu duruma sessiz kalmasının beklenemeyeceğini ifade eden Bayramoğlu, şöyle devam etti: “En azından bir akreditasyon yaptırımı uygulaması gerekir. Aksi durumlar ise, bu gazeteleri ve bu söylemi destekleyici bir anlam taşır. Olması gereken bu tür toplantılara katılan gazetecilerin kendi soru ve sorunlarını dile getirmeleri, Başbakan’a sual etmeleridir. Oysa Türkiye’de son dönemde yeni bir basın anlayışı var. Gazeteler, Başbakan’ın dertlerini dinliyor. Şikâyetlerini sayfalarına taşıyor. Bu kabul edilemez.”
Taraf yazarı Mithat Sancar’ın ifadeleri ise şöyle: “Bu, medyanın çürümesinin kanıtı olarak görülebilir. Bu yayınlar karşısında basın mensuplarının suskun kalması utanılacak bir durum. Bu suskunluk Akit’in yayınlarını onaylamak ve teşvik etmek anlamına gelir. Akit, bu sessiz dayanışmadan daha fazla cesaret alacaktır.”
“Hangi gazetede o tür haberler çıkmıyor ki”
Dernek Başkanı Salih Memecan sorularımızı yanıtlamadı. Medya Derneği Genel Sekreteri Deniz Özgürel’in konuya ilişkin sözleri ise şöyle: “Toplantımızın ana gündemi bu konular değildi. Ama arada basın özgürlüğü alanındaki sorunlar da konuşuldu. Bu konuda eleştiriler olduğunu Başbakan’a ifade ettik. Bizlerin de bu konuda birtakım endişeleri olduğunu ilettik. Gazetecilere dava açıldığını konuştuk. Ama birebir isimler konuşulmadı.” Özgürel, Yeni Akit Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya’nın da toplantıda davetliler arasında olmasına ilişkin ise şunları söyledi: “Her gazetenin tek tek eleştirilecek, kınanacak yanları vardır. Böyle durumlarda insanları silmek yerine, aramızda tutarak meseleleri daha iyi konuşabiliriz. Bazen itmek veya dışlamak sorunun çözümü olmayabiliyor. Akit ’in o haberleri çok sorunlu ama hangi gazetede böyle haberler çıkmıyor ki.” (Taraf)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.