NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu, AKP'nin Güneydoğu'daki seçim stratejisini yazdı.
Son 2 seçimde Kürt illerinde 2 parti yarıştı. BDP ve AKP. Bu seçimde de benzeri olacak. Ancak, BDP iyi bir strateji izleyerek aday yelpazesini genişletirken AKP bölge kökenli adaylar yerine genel merkezden atanan Kürt meselesinin detaylarına hakim olmayan adaylarla seçmen karşısında. Bu AKP parti tabanında olduğu kadar rakip BDP’de de şaşkınlık yarattı. Hatta listeler açıklandıktan sonra BDP AKP’yi hafif yollu tiye alarak “bilseydik Diyarbakır’dan 9 aday gösterirdik” açıklaması yaptı. Tabii ki BDP’nin bu şartlarda 9 aday gösterse bile çıkarması zor ama bir gerçeğin de altı çizilmiş oldu. Baraj sorunu olmasaydı BDP 11 milletvekilinin 9’unu kolaylıkla alırdı.
PEKİ AKP NEDEN BÖYLE BİR YOL İZLEDİ?
Özellikle 2009 yerel seçimlerinde hizmet-kimlik çekişmesi yaşanmıştı. BDP adayları kimlik ağırlıklı hizmet propagandası yaparken AKP hizmeti öne çıkardı ve kaybetti.
Ancak, her ne kadar sonradan hayal kırıklığı yaratsa da AKP Kürt açılımı başlangıçta bölgede heyecan yaratmış ve AKP’ye yönelik destek daha da artmıştı. Ama AKP bu şansı yitirdi. Bunda hem bölgedeki milletvekillerinin etkisiz bırakılması, görüşlerine başvurulmaması, AKP’nin Kürt meselesi konusundaki danışmalarının partiyi farklı yönlendirip sorunun hala bir güvenlik meselesi olduğu konusundaki ısrarları (KCK operasyonu), bir yandan BDP dışı Kürt muhalefetini kazanmak adına “kullanmaya” çalıştığı algısı bölgede olumsuz bir etki yarattı.
KİMLİĞE VURGU YAPMAYAN KAYBEDER
AKP listelerini gördükten sonra AKP’nin Kürt açılımında çok fazla ileriye gitmeyeceği, kimlik politikasına vurgu yapmayacağını, daha çok yatırımlar ve ekonomik destek üzerinden yürüyeceğini görüyoruz. Yani AKP Kürt illerinde açılım alanını BDP’ye bırakmış gibi görünüyor. Bu BDP açısından iyi görünmekle birlikte sorunun çözümüne yönelik daha geniş konsensüsü engelleyiciyi rol oynayabilir. Diyarbakır’dan İhsan Aslan, Abdurrahman Kurt gibi Kürt sorununun çözümünde sözü olan ama maalesef pek seslerini çıkaramayan isimlerin bile listelerde yer bulamayışı, AKP’li Kürt seçmeler üzerinde negatif etki yaratacaktır. Diğer illere baktığımızda de yerel adayların azlığı dikkat çekmekte. Yani AKP geçmiş seçimlerde aldığı hazır oylara güvenerek BDP’nin bağımsız adaylar karşısında 5-10 milletvekili kaybını göze almış görünüyor. Sadece Diyarbakır değil, Van, Batman, Ağrı gibi illerde de durum aynı. Ama önümüzdeki dönem milletvekili kaybından daha önemli. Bu seçimde AKP Kürt meselesi ile ilgilenmeyecek bir başka bahara erteleyecek gibi.
Bu tavrın altında seçim sath-ı mailinde Kürt kimliği ve haklar temelindeki bir söylemin orta ve batı Anadolu’da oy kabına yol açacağını fısıldayan AKP danışmanlarına MHP‘den kapmaya çalışacakları oylar daha cazip gelmekte.
Kürt illerinde artık hizmet tek başına yetmiyor. Kürtler partiyi desteklerse desteklesin dilleri kültürleri ve hakları üzerinden konuşuyor. Seçim meydanlarında kimlik vurgusu yapmayanların kapalı toplantılarda Kürtçe konuştuğu ve Kürt kimliği özellikle öne çıkardığı da bilinir. Bundan daha normal bir şey de olmaz.
Çünkü bölgede kesin olan şu: Kürt kimliğine vurgu yapmayan hiçbir partinin şansı yok.Bu 1920’lerde 50’lerde de böyleydi. Şimdi de değişen bir şey yok. Bu nedenle AKP bölgede ciddi yatırım ve projelere rağmen sandalye kaybetmeye hazır olmalı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.