Mavi Marmara gemisine yapılan kanlı İsrail baskınının trajik sonuçları, Türkiye ile İsrail arasında zaten dibe vuran ilişkileri kopma noktasına getirmekle kalmadı, İsrail’i Türkiye için ‘potansiyel tehdit’ yaptı. Milli Güvenlik Kurulu toplantısında İsrail ile ilişkilerin geleceği tartışılırken, uygulanacak yaptırımların ardından İsrail’in geri adım atmaması halinde Türkiye için ‘yeni tehdit’ haline gelebileceği vurgulandı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı yaptırım listesinde yer alan “Doğu Akdeniz’deki seyrüsefer güvenliği sağlanacak” maddesi de iki ülke savaş gemilerinin, son günlerde milyarlarca dolarlık doğalgaz keşiflerinin yapıldığı İskenderun-Süveyş rotasında Ege’de uçakların yaptığına benzer bir ‘it dalaşı’na girişebileceğinin ilk işareti oldu.
İsrail’in Mavi Marmara gemisini basıp 9 Türk vatandaşını öldürmesiyle başlayan ve BM paneli ile uluslararası alana taşınan kriz, Türkiye’nin 5’li resti ile yeni bir boyut kazandı. Davutoğlu’nun son derece gergin bir ses tonuyla yazdığı 5 maddenin diplomasideki tercümesi şöyle:
İlişkilerde ikinci kâtip seviyesi: Bir ülke tanıdığı bir ülke ile ilişkileri kötüleştiğinde ‘büyükelçiliğin kapatılması’ ya da ‘temsil düzeyinin düşürülmesi’ni diplomatik koz olarak kullanabilir. En ağır yaptırım büyükelçiliğin kapatılması. Örneğin Türkiye Ermenistan’ı tanıdığı halde büyükelçilik açmıyor. Temsil düzeyinin ikinci kâtip seviyesine çekilmesi de “Sizinle ilişkiler benim için bu kadar önemli” mesajı içeriyor. İsrail’in ‘agreman alamama’ endişesi yüzünden, mevcut büyükelçisi Gabi Levy’nin eylülde Türkiye’den ayrılmasından sonra Türkiye’ye yeni büyükelçi ataması beklenmiyor.
Askeri anlaşmaların askıya alınması: İsrail Türkiye’nin en önemli askeri müttefiklerinden biriydi. F-4 uçaklarının ve M-60 tanklarının modernizasyonu, insansız hava araçları Heronlarla ilgili anlaşma sonuçlanmış durumda. Ancak 1996’da dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın imzaladığı savunma işbirliği anlaşması başta olmak üzere iki ülke arasında tatbikatları da kapsayan ‘askeri eğitim işbirliği’ anlaşmaları da var. Türkiye, İsrail’in Gazze’yi bombaladığı 2009’dan bu yana zaten bu anlaşmaları fiilen askıya almıştı.
İsrail açıklarında
Seyrüsefer güvenliğinde yeni önlemler alınması: Türkiye, KKTC’nin kıyıları da dahil edildiğinde Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıyı kontrol eden ülke. Buna karşın, son dönemde İsrail ile Kıbrıs Rum Kesimi, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine hız verdi. ABD’li Noble şirketinin öncülük ettiği aramalarda İsrail sınırlarının 135 km açığında 450 milyar metreküplük bir doğalgaz rezervi buldu. Rum Kesimi de aynı bölgenin uzantısında aynı sonuca ulaşma konusunda umutlandı. Türkiye’nin “seyrüsefer güvenliği önlemi” diye açıkladığı konu, Türk savaş gemilerinin gelecek dönemde Türk ticaret gemilerinin de kullandığı İskenderun Körfezi ile Süveyş Kanalı arasındaki uluslararası sularda -üst düzey bir diplomatın deyişiyle- ‘cirit atması’ anlamına geliyor. Türkiye, Mavi Marmara olayı bir daha yaşanmasın diye Gazze’ye yardım filolarını da aynı kapsamda değerlendirip askeri gemilerle koruyacak. Donanma gemilerinin bu faaliyetinin, İsrail ile Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’in münhasır ekonomik bölgelerindeki faaliyetlerine de rahatsızlık verici boyutlarda olması bekleniyor.
Gazze ablukasının Adalet Divanı’na taşınması: Gazze ablukası’nın Uluslararası Adalet Divanı’na taşınması ve Türkiye’nin ‘tanımadığı’ ablukayı kırmak için atacağı adımlar İsrail’in başını ağrıtabilir. Türkiye’nin atacağı adımlar Türkiye-İsrail ilişkilerini gerecek nitelikte. Başbakan Erdoğan eylülde Gazze’ye giderek ablukayı delebilir.
Mağdurların hak arama girişimlerine destek verilmesi: Ölen 9 kişinin aileleri ile baskında mağdur olanlar ulusal ve uluslararası mahkemelerde hak arayışına gidebilir. Türkiye bu kişilere hukuki yardım verecek.
Hamas yaptırımlara sevindi
Gazze Şeridi’nde yönetimi elinde bulunduran Hamas Hareketi, Türkiye’nin İsrail’le diplomatik ilişkilerin düzeyini indirme kararını memnunlukla karşıladı.Hamas sözcülerinden Sami Ebu Zühri, yaptığı açıklamada, bu kararın “İsrail’in filoya karşı işlediği suç ve Gazze Şeridi’nde uyguladığı ablukayı kaldırmamadaki ısrarı karşısında normal bir karşılık olduğunu” belirtti.
Öte yandan İsrail’le olan tüm savunma anlaşmalarının askıya alınacağının açıklanmasının ardından, gözler savunma projelerine çevrildi. Ancak bu ülkeyle şu anda devam eden kritik bir savunma projesi yok. Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar savunma sanayiinde sadece geçmişten kalan küçük parçalara dönük İsrail’den alımlar olduğunu söylemişti. (radikal)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.