Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) iki yıldır cezaevinde bulunan HDP’nin eski eş genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş hakkındaki kararında ’18. madde ayrıntısı’ dikkat çekti. AİHM’in Demirtaş ile ilgili kararında, 15 Temmuz sonrası ilk kez Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. Maddesi’ne atıfta bulunuldu. Bu bağlamda AİHM, Türkiye’nin Demirtaş’ı tutuklama gerekçelerinin “hukuki” değil “siyasi” olduğuna hükmetmiş oldu. AİHM’deki Türk Yargıç Işıl Karakaş ise 18. Madde ihlali ile ilgili olarak karşı oy kullandı.
18. MADDEDE NE DENİYOR?
AİHS’in 18. Maddesi’nde AİHM’e taraf olan ülkelerin olağanüstü hal dönemlerindeki hak kısıtlamalarına ilişkin hükümler bulunuyor. Söz konusu maddede, “Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar, öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz” ifadesi yer alıyor.
Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, “Karar umduğumuz gibi çıktı” deyip 15 Temmuz sonrasında AİHM’in ilk kez “haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlanması”nı içeren 18. Madde uyarınca Türkiye’yi suçlu bulduğuna işaret etti: “Böylelikle AİHM, Demirtaş davasında devletin OHAL şartlarını kötüye kullandığını ve AİHM içtihadına uymadığını ortaya koymuş oldu.”
18. MADDE NEDEN ÖNEMLİ?
Demirtaş’ın Ek 1. Protokol 3. Madde kapsamında seçilme hakkının da ihlal edildiğine hükmeden AİHM kararında, Türkiye’de çok tartışılan yargılama öncesi uzun tutukluluk süresinin Türkiye’deki yargı sistemiyle bağdaşmadığına da vurgu yapıldı.
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun ise AİHM’in tahliye kararında AİHS’in 18. Maddesi’nin ihlal edildiğine karar vermesinin Türkiye açısından bir ilk olduğunu da vurgulayan Coşkun, şu değerlendirmede bulundu:
“AİHM daha önce tahliye kararı verdiği Şahin Alpay ve Mehmet Altan için 18. Madde ihlaline yer vermemişti. Yani ilk kez Demirtaş davasında OHAL koşullarının Türkiye tarafından haksız tutuklamalar için kullanıldığına dair AİHM’den bir hüküm geldi. Bu yakın gelecekte pek çok başka dava için de geçerli olabilir.”
AİHM’in kararında özellikle 282 ve 283. Paragraflarda net bir şekilde Demirtaş’ın tahliyesinin talep edildiğini ancak OHAL döneminde bazı alt mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarını dahi hiçe sayarak tahliye işlemi yapmadığına işaret eden Coşkun, “Dolayısıyla şimdi Türkiye’deki mahkemenin Demirtaş kararını nasıl uygulayacağını bekleyip göreceğiz” dedi.
DİĞER VEKİLLERİ ETKİLER Mİ?
AİHM kararına ilişkin bir başka merak edilen konu ise Demirtaş’a ilişkin verilen tahliye kararının diğer tutuklu milletvekilleri için emsal teşkil edip etmeyeceği. Doç. Dr. Coşkun, AİHM’in Demirtaş kararının diğer HDP’li vekiller için emsal sayılması gibi bir durumun şimdilik mümkün olmadığını söylüyor. Verilen kararın yalnızca Demirtaş’ın durumuna yönelik olduğunu kaydeden Coşkun, şöyle konuştu:
“Diğer vekiller için AİHM’in dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin kararını beklemek gerekiyor. Ama bu arada tutuklu vekillerin avukatları, AİHM kararını gerekçe göstererek uzun tutukluğa itiraz hakkına da sahip. Çünkü Anayasa’nın 90. Maddesine göre AİHM kararı iç hukuku bağlıyor.” (DW Türkçe)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.