• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 17 °C
  • Berlin 0 °C

Ahmet Türk: Bakur'da, Rojava'da, Rojhilat'ta...

Ahmet Türk: Bakur'da, Rojava'da, Rojhilat'ta...
Federal Kürdistan Bölgesi'nin Selahaddin kentinde yapılan "Kürt Ulusal Kongresi" hazırlık toplantısına katılan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk soruları yanıtladı.

Federal Kürdistan Bölgesi'nin Selahaddin kentinde yapılan "Kürt Ulusal Kongresi" hazırlık toplantısına katılan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürtlerin ulusal birliğinin güçlenmesinin Ortadoğu'nun da demokratikleştirilmesine katkı sağlayacağını söyledi. 

DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, toplantıya ilişkin DİHA'nın sorularını yanıtladı.

Kürtler açısından ulusal birliktelik son yıllara kadar da neredeyse bir hayal gibiydi. Selahaddin kentinde yaptığınız toplantıda bu hayalin gerçekleştirilmesi yolunda atılan çok önemli bir adım sayılıyor. Üstelik bu toplantı bütün bölgelerin siyasi iradelerinin bir araya gelmesi bakımından da bir ilk oldu. Bu aşamaya nasıl gelinde? En önemlisi de bu toplantı Kürt halkı açısından ne ifade ediyor?

Sayın Öcalan, ulusal bir konferans yapıp ortak bir strateji belirlenmesi ve Kürt halkının talepleri doğrultusunda ortak bir siyasetin yürütülmesinin Kürtler açısından çok önemli olduğunu söylüyordu. Biz de bir buçuk iki yıldan bu yana hem Sayın Barzani ile hem de Sayın Talabani ile yaptığımız görüşmelerde mutlaka bu konferansın yapılmasının Kürtler açısından çok önemli olduğunu ifade ettik. Ve burada bir konferans yapma kararı çıktı. Tabii ki şartlar ve koşullar bugüne kadar getirdi. Bugün baktığımız zaman Kürtlerin bir araya gelmesinin çok önemli olduğu bir dönemde bu konferans hazırlıkları başladı. Çünkü Ortadoğu'da bir taraftan çatışmaların olduğu bir taraftan da sistemlerin birbirini yıkmaya çalıştığı bir dönem yaşanıyor. Tabii ki bütün bu gelişmelerden etkilenen halklardan biri de Kürtler. Yine bu süreçte Kürtler her parçada özgürlük mücadelesini verme konusunda ciddi atılımlar yapmış, kararlı bir duruş göstermiştir. Kürtler açısından ortak bir strateji etrafından bütünleşmek artık kaçınılmaz. Şimdi bugün geldiğimiz noktada bir konferansın ön çalışması yapıldı. Biliyorsunuz bir çağrı komitesi oluşturuldu. Arkasından da bir hazırlık çalışması yapıldı. Umut ediyorum ki ve yapılan tartışmalardan da anlaşıldığı üzere 1 ay sonra bu konferansı gerçekleştireceğiz. Bu konferansın Kürt halkı açısından çok önemli bir etkisi var. Kürtlerin ortak bir iradeyi ortaya çıkarma ve geleceklerini özgürce belirleme konusundaki stratejik yaklaşımları, yine partiler siyasetler ve parçalar arasındaki yeni döneme uygun bir ruhun ve anlayışın ortaya çıkarılması bakımından çok önemli. Bu konferansta şunu gördüm; Bütün Kürt siyasi partileri ulusal konferansın kaçınılmaz olduğunu ve ortak bir stratejiyle 21. yüzyılı Kürtlerin özgürlük yüzyılına çevirebileceğimiz konusunda ortak bir inanç ve ortak bir karar vardı. Eğer gerçekten Ortadoğu'nun demokratikleşmesini ve Kürtlerin özgürleşmesini istiyorsak önce Kürtlerin bu özgürlük mücadelesinde ortak bir strateji oluşturmaları gerekiyor. Ve bugün büyük bir mutlulukla şunu ifade etmek istiyorum ki bunu görebildim. Siyasi partilerimizin liderlerinin davranışlarından artık ortak bir iradenin ortaya çıkması ve ortak bir strateji etrafından bütünleşmenin kaçınılmazlığı izlenimini edindim. Konuşmalarında da bunu çok açık bir şekilde ifade ettiler.

Kürtlerin ortaklaşması ve ulusal bir birliğe doğru ilerlemesi bölge güçleri ve halkları açısından ne ifade ediyor?

Bugün demokrasiyi en iyi bilen Kürtlerdir. Yüzyıllardan beri özgürlük mücadelesi içinde yoğrulmuş pişirilmiş bir halktır. Kürtler özgürleşmeden Ortadoğu'nun özgürleşmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Çünkü dört parçada yaşayan Kürtleri baskı altında tutmaya kalkıştığınız zaman kendi halkınıza da demokrasiyi götüremezsiniz, kendi halkınızı da özgürleştiremezsiniz. Ama Kürtlerin özgürleşmesi Ortadoğu'daki denge politikalarının değişmesi halkların özgürlüğünü de beraberinde getirir. Zaten bugüne kadar Kürtlerin verdiği mesajlar çok açıktır. Bugüne kadar Kürtlerin verdiği mesaj hep halkların kardeşliği üzerinden yeni bir Ortadoğu inşa etme temelindedir. Sayın Öcalan'ın da zaman zaman ifade ettiği Demokratik Konfederalizm bütün halkların eşit-özgür olduğu ve birbirleriyle dayanışma içinde olduğu bir Ortadoğu'dur. Yani burada sınırların önemi kalmıyor, halklar özgürlüklerini kazanıyor. Kürtlerin bu şekildeki düşünce ve projeleri Ortadoğu'nun da demokratikleşmesine neden oluyor.

Kürtlerin birliği Ortadoğu'yu demokratikleştirecek

Bugün Ortadoğu'ya baktığımızda bir devrim bir demokrasi talebi var aslında. Ama bunu tam olarak keşfetmiş değiller. Şimdi Mısır'daki kalkışma bir demokrasi talebidir. Peki bundan sonra ne oldu, Müslüman Kardeşler geldi. Onun içinde demokrasi yok. Müslüman Kardeşleri deviren askeri darbede de demokrasi yok. Sonuçta bu mücadeleler demokratik ülkelere kadar gidecek. Bugün Suriye'de Esad yıkılsa bile Ihvan-i Müslimin, El-Kaide, El-Nusra'nın ortaya koyduğu sistem de yaşayamaz. Çünkü içinde demokrasi yoktur. Kürtler demokratik bir temel üzerinden mücadele verdiği için Kürtlerin mücadelesi Ortadoğu'yu değiştirecek, Ortadoğu'nun değişimine önemli katkılar sunacaktır, bu inançtayız.

Burada yapılan toplantı Kürtler açısından tarihi bir öneme sahip. Siz de böylesi bir toplantıya katıldınız ve tarihe tanıklık ettiniz. Bu nasıl bir duygu?

Sadece şahsımla ilgili değil, halkının özgürleşmesini isteyen, halkının geleceğini düşünen her Kürt en küçük bir çalışma dahi yapsa büyük bir haz duyar, mutlu olur. Çünkü burada alacağımız mesafeyle halkımızın özgür geleceğine bir şeyler katmış oluyoruz. Bu nedenle tabii ki bundan kişi olarak da büyük bir mutluluk duyuyorum. Eğer halkımıza karşı halkımızın özgür geleceği için ufacık bir katkımız olursa veya kimin katkısı olursa bundan büyük bir mutluluk büyük bir haz duyar diye düşünüyorum.

* Toplantıda ne tür sonuçlara ulaşıldı?

Toplantı bir ön çalışmaydı. Esasında Kürt halkının dört parçadaki gelecekleriyle ilgili stratejik kararları konferansta tartışacağız. Ama yine de birçok şey paylaşıldı toplantıda. Bakur'daki gelişmeler, Rojava'daki gelişmeler, Rojhilat'daki gelişmeleri de buradaki delegasyon dile getirdi. Ama bunu bir kararlaştırmaya götürmedik. Çünkü amaç daha geniş bir konferansla bu kararları ortaklaştırma ve bu kararları esas alacak bir anlayışı egemen kılmaktır. Yine biz böyle bir prensiple hareket etmeliyiz ki; Her parçanın ihtiyacını o parçanın kendileri belirler, mücadelelerini kendileri belirler, biz diğer parçalar buna nasıl katkı sunabiliriz, böyle bir anlayışla, stratejik bir anlayışla yaklaşmamız gerekiyor diyoruz. Şimdi bugün Rojava hem Ortadoğu'nun gündeminde hem de Kürtlerin de önemli bir gündemi. Çünkü orda bir sıcak çatışmanın yaşandığı bir Kürt coğrafyası. Şimdi biz orada kendimize göre bir yönetimi şimdiden arama veya destekleme anlayışından vazgeçip oradaki halkın ihtiyaçlarına göre neler yapabiliriz diye bir yaklaşımı göstermemiz lazım. Yine konferansımızın amaçlarından bir diğeri de dört parça Kürdistan'ı biraraya getirme değil dört parça Kürdistan'ın ihtiyacı ne ise bunu doğru ortaya koyup bu ihtiyaçları giderecek, onların özgürleşmesine nasıl katkı sunarız nasıl bir davranışla nasıl bir anlayışla hareket ederiz, konferansta bu anlayış esas alınacaktır diye düşünüyorum.

Halkımızın aldığı kararlara uymaz zorundayız

Tabi ki ben şimdi bu konferansa ilişkin görüş ve düşüncelerimi bireysel olarak dile getiriyorum. Bireysel olarak şunu düşünüyorum ki; Biz halkımızın aldığı kararlara mutlaka ama mutlaka uymak zorundayız. Bu kararların başarıya ulaşması için çaba göstermeliyiz. Yine Kürdistan'ın bir parçasının özgürleşmesi diğer parçaların özgürleşmesini beraberinde getirir. Eğer bu özgürlük mücadelesi konusunda sıkıntıya düşersek bugün kendini özgür gören parçalar da özgürlüğünü kaybedebilir. Çünkü öyle zor bir coğrafyadayız ki; milliyetçiliğin, ırkçılığın gerçekten kök saldığı, güçlendiği bir coğrafyada Kürtler bugün haklı mücadelesini taçlandırmak istiyor. Hangi parçada Kürtlerin özgürlük mücadelesi yükselirse bunu boğmaya çalışan bir coğrafyada yaşıyoruz. Burada etrafımızda dönen tüm oyunları ortadan kaldırmak, bozmak için birliğe beraberliğe ortak bir stratejiye ihtiyacımız var.

Toplantı yaptığınız saatlerde de Rojava'da silahlı çatışmalar vardı. YPG ile El Nusra arasında çatışmalar her geçen gün artıyor. Olağanüstü bir durum olması itibarıyla Rojava'nın durumu toplantınızda özel bir gündem olarak ele alındı mı? Bu konuda toplantında nasıl bir yaklaşım oldu?

Rojava'yı yakından izlemeye çalışıyoruz. Ama aslında Rojava halkına karşı mahcubuz. Bizim çok büyük bir destek vermemiz gerekirken maalesef bu desteği sağlayamadık. Tahmin ediyorum bugünden sonra daha iyi bir çalışmayla Rojava'yla hem sosyal, hem kültürel hem ekonomik hem diplomatik bakımdan çalışmalarımızda daha fazla yardımcı olmaya çalışacağız. Ama bugüne kadar çabalarımız yeterli olmadı. Ortaya koyduğumuz çaba bir halkın mücadelesine çok fazla katkı sunacak bir katkı değildi. Bundan dolayı da ben Rojava halkından da özür dilemek istiyorum. En büyük parça Kuzey parçası, KCD ve Bakur halkı daha iyi bir diyalog kurmalıydı. Ekonomik yardımlarını da o yönlü yapmalıydı. Ama olmadı. Şimdi tabi ki ben hazırlık toplantısında meselenin temeli üzerinde durmaya çalıştım. Böyle çok kısa da olsa şu mesajı vermeye çalıştım. Rojava Kürtleri kendi geleceklerini kendileri belirler. Biz siyasetimiz, dostumuz orda etkin olsun diye bir çalışmanın içine girersek Rojava halkını birbirine kırdırırız. Herkesin buna dikkat etmesi lazım. Onlar kendi kararlarını verir, Desteya Bilind kararlarını verir, orda mücadele edenler kendi kararlarını verir. Bize düşen ise; Biz nasıl yardımcı olabilirizdir.

Rojava'da ki dönemsel yönetim tüm halkları kapsamalı

Rojava'da dönemsel bir yönetim kurulması yönünde tartışmalar var. Toplantı bunu nasıl değerlendirdi? Sizi dönemsel bir yönetimi fikrine nasıl bakıyorsunuz?

Bunun kararını kendileri verecek. Bizim görevimiz de bu kararı desteklemektir. Elbetteki uzun bir süreden beri Kürtlerin orada bir statüye sahip olması konusunda çalışmaları, çabaları, hazırlıkları var. Biz de biliyoruz, dünya da biliyor ki Kürtler artık orda statüsüz yaşayamaz. Kendi statülerini belirlemek zorundadırlar. Bu Arap halkının da yararınadır. Orada demokratik bir Suriye'nin ortaya çıkmasına da katkı sunar. Eğer Kürtler bir statü sahibi olurlarsa diğer farklı kimlikler farklı kültürler de sahip olmalıdır. Biz burada Rojava'da olsun Bakur'da olsun Rojhilat'ta olsun, sadece Kürt halkının özgürleşmesi mücadelesini vermiyoruz. Diğer halkların da özgürleşmesi mücadelesini veriyoruz. Mesela Rojava'da yaşayan Kürtler bu çalışmaları yaparken sadece Kürtlerle sınırlı bir çalışma yapmamalı. Burada Ermenileri, Süryanileri hatta Araplarla doğru bir dayanışma ve bu statüyü ortak geliştirmelidirler. Onlarında ihtiyaçlarını taleplerini gözardı etmeyecek bir yaklaşımı göstermelidirler.

Öcalan diğer halkların durumuna dikkat çekti

Bu son görüşmede, tabii ki henüz basına yansımadı, ama bunu da rahatlıkla söyleyeyim, Sayın Abdullah Öcalan Suriye'deki Kürtlerin oradaki Ermenilere, Süryanilere hatta içlerinde olan Araplara sahip çıkacak, diyalog kuracak bir anlayış içinde olmaları tavsiyesinde bulundu. Zaten siyaseten de biz de meseleye hep böyle baktık. Biz kendi içimizdeki, Kürdistan'daki farklı halkları hep kendimiz gibi gördük. Onların hakkını hukukunu da Kürtlerin hakkı ve hukuku gibi eşit olacak şekilde yaklaştık ve böyle bir siyaseti izledik. Bildiğiniz gibi daha önce de Kuzey Kürdistan'da yaptığımız konferansta da Süryanileri, Ermenileri, Arapları, farklı kimlikleri davet ettik. Çünkü onlar da o kutsal toprakta yaşayan halklardır. Onların da haklarını gözönünde bulundurmak zorundayız. Haklarını ve geleceklerini de güvence altına almalıyız. Mücadele verirken bir başkasının da özgürleşmesine katkı sunmak zorundayız. Ve konferansımızı da bu temel üzerinde gerçekleştirdik.

Bu toplantının temel amacının ulusal kongre için bir hazırlık komitesi kurmak olduğu söylenmişti. Komite belirlendi mi? Belirlendiyse kimlerden oluşacak?

Bu toplantı sonunda bir komite kararı verildi. Kuzeyden 6 kişi, diğer parçalardan 5'er kişi olmak üzere toplam 21 kişilik bir konferans hazırlık komitesi oluşacak. Kürdistan'ın Kuzeyine büyük parça olması dolayısıyla sayı fazla tutuldu. Her parçadan gelecek isimler üzerinde şimdi kısa sürede tamamlanmak üzere bir çalışma yapıyoruz. Her parçada bu hazırlık komitesine kimleri göndereceğimizi kararlaştıracağız. Kimlerin yer alacağı konusundaysa; bugün mücadele içinde olan bu mücadeleyi götüren, bu konuda büyük bedel ödeyenlerin burada temsil edilmesi, hazırlık komitesi içinde olması gerekir. Tabii ki bu durumu diğer küçük partilere saygısızlık olarak görmemeli. Ama birileri bugüne kadar büyük emek, bedel vermişse, ben küçük bir partinin temsilcisi olsaydım eğer, bedel ödeyenlerin konferansa gidip, kendi düşüncelerini aktarmalarında yarar var, diye düşünürdüm. Herkesin böyle yaklaşmasını umut ediyorum.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89