Türkiye’nin sürekli unuttuğu bir gerçek var.
Belki de iki gerçek.
Birincisi, “dünya” diye bir şey bulunuyor çevremizde.
İkincisi, Türkiye “Nasrettin Hoca’nın eşeği” değil, dünyanın merkezinde biz durmuyoruz.
Bir şike rezaleti yaşıyoruz.
Aslında “şikenin” kendisi bir rezaletti.
O şikeyi “ele alış” biçimimiz de şike kadar büyük başka bir rezalet oldu.
Bizim Futbol Federasyonu, sanki dünya yokmuş, dünyanın ortak kuralları yokmuş gibi “şike meselesini” geçiştirmeye uğraştı.
Bir yandan politikacıların futbola fazla müdahale etmesi, bir yandan taraftarların “mantığı ve dürüstlüğü” umursamayan baskısı, bir yandan da Federasyon görevlilerinin kendi “kişisel kariyer” hesapları, olayları çığırından çıkarttı.
Şike konuşmaları sayfa sayfa yayımlanmıştı.
Savcının talebiyle birçok insan mahkeme tarafından tutuklanmıştı.
Ama dünya futbolunun “şike için kanaat yeterlidir” demesine rağmen bütün bu “verilerden” bir kanaat “oluşturamadı” Federasyon.
Karar vermemek için kıvrandıkça kıvrandı.
Devamı için
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.