Fransız Haber Ajansı’na konuşan (AFP) ve tekrar mahkum olma riski taşıyan Altan, cezaevinde olmayı sürgünde olmaya tercih ettiğini belirterek, “Neredeyse hiç kimseniz ve kökünüzün olmadığı sürgünde özgür bir adam olmaktansa ana dilimi konuştuğum yerde olmayı tercih ederim.” dedi.
Bir yazar olarak kendisi için en önemli unsurun kalemini elinden bırakmamak olduğunu kaydeden Altan şunları söyledi: “Yazarlar çok endişeli olur. Çünkü her dakika yazabileceğin bir dakika, işini yapabilirsin yani yazmadığın her dakika pişmanlık duyarsın, Şimdi bunu hapishanede çok daha fazla hissettim.”
FP, cezaevinde iki kitap yazan ve şu anda üçüncü romanını bitirmek üzere olan Altan’ın ilk romanının Türkçe dışında 28 dile çevrildiğini aktardı.
Altan, cezaevinde yazdığı ikinci roman “Hayat Hanım”ı özgürlüğe ve kişisel "intikamı"na bir övgü olarak tanımlayarak, “Bu bir nevi 'beş yılı benden çalamazsın' demek." adına yazılmış bir roman” ifadesini kullandı.
Cezaevinde günde 8 ya da 9 saat yazdığını söyleyen yazar, sürekli sigara içtiği için hücresindeki mahkum arkadaşlarının tepkisini çektiğini aktardı.
Roman yazarken adeta başka bir dünyada yaşadığını kaydeden Altan, “Eğer yazıyorsanız, başka şikayet edecek bir şey olmaz.” diyerek duygularını dile getirdi.
Sürgüne niçin gitmeyi reddettiğine bir kez daha açıklık getiren ve bunun cesaretle ilgili olmadığını söyleyen Altan, sadece sürgün koşullarını cezaevi koşullarından daha ağır bulduğunu söyledi.
Altan, “Belki sürgünde daha güvenli olabilirsiniz, ancak kendi evinizde yatağınızda uyur gibi rahat olamazsınız, ben cezaevini tercih ederim.” dedi. (euronews)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.