ABD Başkanı Barack Obama'nın dış politikada en çok övündüğü icraatların başında Irak savaşına son vermek ve Afganistan'dan çekilme sürecini başlatmak geliyordu.
Obama bir anlamda, savaşları bitirmek üzere göreve gelen ve Orta Doğu'dan mümkün olduğunca sıyrılma gayretinde bir Amerikan başkanı portresi çizmeye çalıştı.
Bir çok iç ve dış aktörlerin baskısına rağmen, Suriye gibi oldukça güç bir bölgeye uzun sure askeri müdahaleye girişmekten kaçındı.
Bununla birlikte, Başkan Obama'nın Ağustos 2012'de yaptığı ve "bazı kimyasal silahların yer değiştirmesi ve kullanılmasını" kırmızı çizgi olarak gösterdiği konuşması, Beyaz Saray'ı bu kez hareket etmeye zorluyor.
Beyaz Saray ilk kez geçen Haziran ayının ortalarında resmen Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığını ilan etmiş ve bunun ABD yönetiminin koyduğu çizgiyi aşmak anlamına geldiğini açıklamıştı.
Aradan geçen 2,5 aylık zaman diliminde ise Obama yönetimi daha önce söz verdiği gibi 'oyun değiştirici adımlar' atmadı.
Şam civarındaki son saldırıda ise henüz resmi BM kimyasal silah ekibi araştırmasının sonuçları belli olmadı. BM'nin Şam'da bulunan nükleer silahları inceleme ekibi, Pazartesi günü, Suriye yönetiminden talep ettikten 5 gün sonra, gerekli izni alarak Şam'ın doğu bölgelerini ziyaret etti.
Ancak Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry dün, Suriye'de kimyasal silah kullanıldığından şüpheleri kalmadığını belirtti. Açıklamayı bizzat, Dışişleri Bakanlığında yapan Kerry'den sonra, Beyaz Saray basın sözcüsü Jay Carney de, inkar edilemeyecek delillerin bulunduğunu ve saldırının arkasında Esad yönetiminden başka bir aktörün olmasının çok küçük bir ihtimal olduğunu ifade etti.
Kerry, Başkan Obama'nın bu saldırıya ne şekilde karşılık vermeyi değerlendirdiğini açıkladı.
Bu konuşma üzerine Washington'da, "ABD önümüzdeki günler içinde Suriye'yi vuracak" yorumları yapılmaya başlandı.
ABD'nin önümüzdeki günlerde Suriye'ye karşı ne türlü bir yol izleyeceğini sorduğumuz Brookings Enstitüsü'nün kıdemli Orta Doğu uzmanlarından Mike Doran'a göre "ABD kuvvetleri Suriye'de kimyasal silahlarla ilgili hedefleri vuracak. Obama, kimyasal silah kırmızı çizgisine dikkat edip, ucu açık rejim değiştirme misyonuna ise bulaşmamaya dikkat çekecek."
Önceki başkan Bush döneminde Beyaz Saray Milli Güvenlik Konseyi'nde direktörlük de yapmış olan Mike Doran'a göre, Obama kendisini Amerikan kamuoyunun da dikkatini çeken katliama cevap vermek ve müttefiklerine ABD'nin caydırıcılığının sürdüğünü göstermek zorunda hissediyor.
Doran'ın tahmini şu: "Görsel olarak ABD'nin gücünü gösterecek, özel hedefleri ciddi tahrip edecek saldırılara şahit olacağız."
Amerika'nın önde gelen bir diğer Suriye uzmanı, Oklahoma Üniversitesi Ortadoğu Bölümü Direktörü Joshua Landis de sınırlı bir müdahalenin yapılacağı görüşünde.
Landis'e göre Obama yönetimi şimdi cezalandırmazs, Esad yönetiminin yeniden kimyasal silah kullanabileceğini düşünüyor ama "ABD büyük çaplı bir müdahaleye de karşı, çünkü Suriye içinde güvenebileceği bir müttefik yok."
Peki olası bir müdahale sonrası için nasıl bir planı var ABD'nin?
Brookings Enstitüsü'nden Mike Doran'a göre Beyaz Saray siyasi çözümden halen vazgeçmiş değil.
Doran'a bakılırsa Obama hala "Esad ve Rusları Cenevre 2 olarak adlandırılan müzakere masasına getirmek hedefinde."
Syria Comment adlı internet sitesini de yöneten Prof. Joshua Landis ise beklenen Amerikan saldırısından sonra bir siyasi çözümün daha kolay olacağı görüşünde değil.
Landis'e göre "Esad müzakere istemiyor. İsyancılar ise bölünmüş olduğundan müzakere yapacak kapasiteleri yok."
"Beklenen Amerikan hava saldırısında Türkiye, Fransa veya İngiltere gibi müttefiklere ne gibi sorumluluklar düşebilir?" sorusunu ise Landis şöyle yanıtlıyor:
"Bütün bu aktörler de Suriye'de bir müdahaleye girişmekten kaçınmaktalar. Bu ülkeler ABD'nin Suriye problemini tek başına çözmesini istemekteler."
Diğer taraftan Başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç gelişmeler ışığında yaptığı açıklamada, gerekirse Meclis'den bir tezkere daha çıkarılarak, Türkiye'nin Suriye'ye yapılacak müdahelede yer alabileceğini açıkladı.
Şimdiye kadar Doğu Akdeniz'deki savaş gemilerinden atılacak güdümlü füzeler dışında hangi askeri seçeneklerin masada olduğuna dair oldukça az bilgi dolaşıyor.
Bu tür bir müdahelede Türkiye'nin alacağı rol de şimdilik Washington'da gündemde değil.
İlhan Tanır – BBC Türkçe
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.