Toner, günlük basın toplantısında Esad’ın verdiği demeç ile ilgili soruya verdiği yanıtta, “Esad, Suriye’de sorunun askeri yolla çözüleceğini düşünüyorsa, kandırılmış demektir. Suriye rejimi savaşmayı sürdürürse, daha çok kan akar, daha çok sıkıntı ortaya çıkar. Açıkçası karşı tarafların daha da sert pozisyonlar almasına yol açar" dedi.
Esad’in Fransız AFP ajansına bugün verdiği röportajda, “Bütün ülkeyi geri alıncaya kadar savaşacağım” yönündeki sözlerine de değinen Toner, Esad'ın bu yorumlarını “Esad kandırılmış” şeklinde değerlendirdi.
Toner, günlük basın toplantısında, Rusya ve ABD'nin de içinde bulunduğu 17 ülkenin Suriye'de bir hafta içinde çatışmaların durdurulması yönünde Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun Münih toplantısında aldığı kararı da değerlendirdi.
Rusya’nın, Münih’de varılan antlaşmaya rağmen “teröristlere” karşı savaşmaya devam edecekleri yönündeki açıklamalarını da yorumlayan Toner, Rusya’nın daha öncede benzeri durumları görmezden gelerek saldırılarına devam ettiğini söyledi. Toner, “Beşar Esad’a verilen desteğin son bulmasını istiyoruz. Bölgedeki durumu daha karmaşık bir hale getiriyor dedi.
Toner, antlaşmanın savaşı durdurarak politik çözüm arayışlarını hedeflediğini belirterek, “Dün yapılan antlaşma önemliydi fakat bunu sahada da görmeliyiz. Rusya’nın sağlam adımlar atarak son üç aydır sözle varılmış vaatlerini yerine getirmesini istiyoruz” dedi.
Toner, ABD ve Rusya başta olmak üzere Suudi Arabistan ve Türkiye gibi ülkelerden oluşan görev gücüne şans verilmesi gerektiğini belirterek, “Bu görev gücü bugün başladı. Genelde Rusya ve İran’ın Esad üzerindeki etkisinden bahsediyoruz fakat odada Türkiye ve Suudi Arabistan da vardı” ifadesini kullandı.
Mark Toner, konuya ilişkin sözlerini tekrarlayarak bu süre içerisinde, “Kimin hangi tarafta ve kimin teröre karşı savaştığını göreceğiz” değerlendirmesini yaptı. Toner, “Dün odada bulunan bütün tarafların çıkarına olan ve kabullendiği nokta, Suriye’nin bir bütün olarak barış içinde ve seküler olmasıdır” dedi.
Suriye’de savaşan muhaliflerin kendilerini seküler olarak tanımlamadığı ve bunun ABD tarafından nasıl yorumlandığına ilişkin bir soru üzerine ise Toner, “Burada bahsettiğimiz (sekülerlik) nokta, hiç kimse, grup ya da etnik grubun bütün kontrolü ele geçirmemesi” ifadesini kullandı.
Beyaz Saray: Söz değil eyleme bakacağız
Beyaz Saray Sözcüsü Eric Schultz, ABD başkanlık uçağı Air Force One’da verdiği brifingde, gazetecilerin Münih’te varılan anlaşmaya ilişkin sorularını yanıtladı.
Suriye'de çatışmaların durdurulmasının önemli olduğunu ancak barış görüşmelerinde önlerinde yapmaları gereken çok fazla şeyin bulunduğunu belirten Schultz, “Bu önemli bir adımdı ancak iş daha bitmedi” ifadesini kullandı.
Schultz, ilerleyen günlerde tarafların anlaşma kapsamında atacakları adımları izleyeceklerine vurgu yaparak, “Gelecek günlerde sözlere değil, tüm tarafların verdiği sözleri yerine getirmeye hazır olduğunu gösterecek eylemlere bakacağız” diye konuştu.
Bir soru üzerine Rusya’nın müzakerelerde olumlu rol oynamasına rağmen Suriye’de yaşanan insanlık dramında pay sahibi olduğunun altını çizen Schultz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Rusya’nın Suriye’de sahada ve havadan yıkıcı bir rol oynadığını görüyoruz. Onların insani krizde payı olduğunu düşünüyoruz ve Rusya, IŞİD militanlarının sayısının çok az olduğu ya da neredeyse hiç olmadığı alanlara saldırıyor. Onlar için IŞİD'in peşinden gitme kılıfını kullanarak Suriye’de mezhepsel iç savaşa daha da müdahil olmalarını durdurma zamanı.”
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 17 ülke ve 4 uluslararası kuruluştan oluşan Uluslararası Suriye Destek Grubu, Münih kentinde yaptıkları toplantıda Suriye’de bir hafta içinde çatışmaların durdurulması ve kuşatmaların sonlandırılması kararlarını içeren anlaşmaya varmıştı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.