Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye’nin adaylık sürecindeki gelişmeleri değerlendirdiği 2012 İlerleme Raporu’nda Uludere katliamı, işkenceden mahkûm polis şefinin terfi ettirilmesi, KCK davaları ve ifade özgürlüğü konusunda Ankara’ya ağır eleştiriler yöneltilmesi, duraklayan reform sürecini yeniden tartışmaya açtı.
Rapor için “gerçek bir ayna” ifadesini kullanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, yaptığı değerlendirmede, “Türkiye, raporu ciddiye almalı” dedi. Raporun öncelikle Türkiye’nin AB hedefinden giderek uzaklaştığının göstergesi olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, “Türkiye’nin AB hedefinden uzaklaşması, sorunlarını demokrasiinsan hakları hedefiyle çözme iradesinden uzaklaşması anlamına geliyor. AB İlerleme Raporu, bu anlamda ciddi bir ayna görevi görüyor” diye konuştu.
AB dışında bir Türkiye hayali var
Tanrıkulu şunları söyledi: “Raporda işaret edildiği gibi durum vahim. Biz bu başlıklarla ilgili sürekli uyarılarda bulunduk, Uludere’den tutun tüm eleştirilen bölümlerle ilgili. Ama hükümet kendi dışındaki bu önerilere tamamen kendini kapatmış durumda. İnsan hakları ihlallerine sessiz kalan bir iktidar var karşımızda.”
AKP’nin 4. Olağan Kongresi’nde açıklanan 2023 hedefleri arasında AB tam üyeliği olmadığına dikkat çeken Tanrıkulu, “Giderek AB dışında başka bir Türkiye hayal ediyorlar. Sınırlarını kendi çizdikleri bir demokrasiözgürlük- adalet alanını Türkiye’ye dayatmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Baluken: AB ekseni kaydı
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de, raporun önemsenmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Rapordakilerin tamamı zaten içeride vicdanlı kamuoyunca dile getirilen demokrasiyle ilgili kaygıları içeriyor. Halkın beklentisi evrensel standartların kriterleri iken AKP, seçim hesabıyla milliyetçi duyguları okşayan tehlikeli sulara yelken açıyor. Bu nedenle AB raporu, hükümete sorumluluğunu ve ödevini tekrar hatırlatması bakımından önemli.” Hükümetin demokratikleşme taleplerini dikkate almadığının ortaya konduğunu belirten Baluken, “Aslında Türkiye, uzun süredir AB süreciyle ilgili eksen kayması yaşıyor” diye konuştu.
Aktar: Raporlar, malûmun ilamı
AB Uzmanı ve Taraf yazarı Cengiz Aktar ise “Komisyon’un yıllık raporlarının malûmun ilamı” olduğunu belirterek, “İçinde bilmediğimiz bir şey yok. Bu kez komisyon, alttan almama, görmezden gelmeme yolunu seçmiş. Gerçek neyse kayda geçirmiş” dedi. Raporların artık eskisi gibi müzakere sürecine katkısı olmadığını ifade eden Aktar, şöyle devam etti: “Çünkü Türkiye için AB üyeliği hedef olmaktan çıktı. AK Parti Kongresi’nde dağıtılan kitapçıktaki 63 hedef arasında AB üyeliği 60’ıncı sırada. Türkiye için AB üyeliği kaldıraç işlevi görmediği müddetçe bu raporların kıymeti harbiyesi yok.”
Mahçupyan: Raporlar etkisiz kaldı
Gazeteci yazar Etyen Mahçupyan ise, “Türkiye’nin AB’ye üye olma ihtimali gerçeklik kazandıkça daha eleştirel bir bakış gündeme gelebiliyor” değerlendirmesinde bulundu. AB’nin, üyelik sürecindeki diğer ülkelere böyle kritik bir bakışı olmadığını söyleyen Mahçupyan, şöyle konuştu: “Raporda söylenenlerin büyük bir kısmı doğru olsa da Türkiye açısından bir etkisi yok. Avrupa’daki Türkiye’yi dışlayan bakış ve Kıbrıs gibi bir faktör ortada olduğu müddetçe de etkisi olmaz. AB Komisyonu’nun yıllık raporları giderek hükmü bulunmayan ve siyaseten etkisi olmayan bir raporlar silsilesine dönüştü.”
“AB’nin tutumu motivasyonumuzu düşürdü”
TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu’nun AKP’li Başkanı Mehmet Tekelioğlu, yaptığı açıklamada, AB İlerleme Raporu’nun ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Tekelioğlu, Türkiye’nin AB hedefinden sapmadığını ifade ettikten sonra, motivasyon düşüklüğüyle ilgili eleştirilerin doğru olduğunu ancak bunun AB’nin siyasi tutumundan kaynaklandığını savundu.
Mehmet Telekioğlu, şunları söyledi: “AB bizi eleştirdiği kadar kendini de eleştirmek durumundadır. Bizim hazırlıklarımız devam ediyor çünkü, o hedefte bir zafiyet yok. Sadece Kıbrıs nedeniyle müzakere durunca haliyle motivasyonunuz düşüyor. Onun dışında AB ile ilgili önemli bir problem yok, biz bu yolda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Asıl önemli olan AB hedeflerinden sapmış değiliz, demokratikleşme, insan hakları bu alanlarda hedef değişikliği yok. AB siyasi nedenlerle müzakereleri aksatınca motivasyon düşüklüğü oluyor.”
İşkence konusunda AB’nin öngördüğü standartları anlayış olarak kabul ettiklerini belirten Tekelioğlu, “Ama uygulamaya geçmesinde ulus devletten gelen zihni yapı olduğu için uygulatmakta zorluk çekiyoruz. Siz isterseniz defalarca işkence yok deyin, birileri yapıyor, sizin iradenize rağmen” ifadelerini kullandı.
“Ciddiye almamız lazım”
Kendileri için AB standartlarının hâlâ hedef olduğunu belirten Tekelioğlu, şunları söyledi: “Kongremizde dağıtılan 63 prensip arasında da AB’ye bağlılık var. Pozitif gündemin üzerine gidiyoruz. Sekiz fasılda çalışma grupları var. Meclis yeni açıldığı için takvim olmasa da bu konu önceliklerimiz arasında. Komisyon Başkanı olarak derim ki, AB işlerini her zaman ciddiye almamız gerekiyor. Bazı eleştiriler haksız da olsa onu ortadan kaldıracak olan bir tutum sergilememiz lazım.” (Taraf)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.