İbrahim Kabaoğlu, Baskın Oran, Taner Timur, Nuray Mert, Jülide Kural, Derya Alabora, Aydın Çubukçu gibi Türkiye'nin saygın akademisyen, gazeteci, yazar ve sanatçılarının da aralarında bulunduğu 610 aydın, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ve tutuklu vekillerin tahliye edilmemesine karşı imza kampanyası başlattı. Aydınlar, "Ahlakımızla, vicdanımızla dalga geçmeyin. Halkın iradesine saygı gösterin, tutuklu vekilleri serbest bırakın" çağrısında bulundu.
Halkın iradesiyle seçilen ancak YSK ve mahkeme kararıyla Meclis'e gitmeleri engellenen Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun milletvekillerine destek artıyor. Hatip Dicle ve diğer milletvekillerinin cezaevinde tutulmasına karşı Türkiye'nin önde gelen aydın, sanatçı, gazeteci ve akademisyenleri imza kampanyası başlattı. 3 gün önce başlatılan kampanyaya, aralarında Prof. Dr. İbrahim Kabaoğlu, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Taner Timur, Prof. Dr. Ferhat Kentel, Prof. Dr. Mesut Yeğen, Doç. Dr. Nuray Mert, Doç. Dr. Maya Arakon, Ahmet Ümit, Balçiçek İlter, Tanıl Bora, Osman Kavala, İsmail Beşikçi, Jülide Kural, Derya Alabora, Aydın Çubukçu, Fehim Işık, Yeşim Ustaoğlu ve İbrahim Betil'in de bulunduğu 610 kişi imza attı.
Tutuklu milletvekillerinin durumuna dikkat çekmek amacıyla toplanan bu imzalar, İstanbul'da Cezayir Restaurant'ta düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Düzenlenen basın toplantısına imzacılar arasında yer alan Doç. Dr. Ferhat Kentel, Doç. Dr. Sezai Temelli, Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr Mehmet Türkay, Yazar Faik Bulut, Aydın Çubukçu, Ragıp Zarakolu ve Sanatçı Yusuf Çetin gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
"BARIŞ SÜRECİ BALTALANDI"
İmzacılar adına açıklama yapan Dr. Banu Kavaklı Birdal, milletvekillerinin Meclis'e gitmelerinin engellenmesinin Türkiye'de barış sürecini baltaladığı eleştirisinde bulundu, "Aynı zamanda Meclis'in halkı gerçekten temsil etme işlevi ortadan kalktı" dedi. Birdal, "Biz bu metne imza koyanlar, halkın iradesine yönelik bu tutuma hemen son verilerek Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin iadesini ve seçilmiş vekillerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
Birdal'ın ardından söz alan Prof. Dr. İzzettin Önder de, YSK ve mahkemelerin verdikleri kararların Türkiye'de hukuk ve yasaların nasıl ayrıştığının ve bu haliyle insan haklarının nasıl çiğnendiğinin somut örneği olduğunu söyledi. Önder, başlattıkları imza kampanyasıyla YSK tarafından başlatılan hukuksuzluk sürecinin bir an önce son bulmasını talep ettiklerini kaydetti.
"KRİZ, MEŞRUİYET KRİZİNE DÖNÜŞTÜ"
Prof. Dr Mehmet Türkay ise, planmış ve tasarlanmış olarak değerlendirdiği bu krizin ise, meşruiyet krizine dönüştüğünü ve bir an önce bu hukuksuzluğa son verilmesi gerektiğini kaydetti.
Doç. Dr. Sezai Temelli de yine Türkiye'de uzunca bir süredir Kürt sorununun çözümsüzlüğü yönünde yasal engellerle dolu bir süreç yaşandığını buna karşı ise Kürt siyasi hareketinin tüm samimiyetiyle çözüm için elinden geleni yapmaya çalıştığını söyledi. Temelli, "Bu yasal engeller demokrasinin önüne engel çıkartmaktır. Bu süreç salt yasal bir prosedür değildir. Ve bir an önce bu engelin ortadan kaldırılması gerekir" diye konutu.
Gazeteci-yazar Aydın Çubukçu da aydınlar olarak verdikleri tepkinin ideolojik bir tepkiden çok ahlaki ve vicdani bir tepki olduğunu söyledi. Çubukçu: "İmzacılar ortaklaşa şunu söylüyor; Böyle yönetilmek istemiyoruz. Ahlakımızla, vicdanımızla dalga geçmeyin" dedi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.