Aralarında Diyarbakır Barosu, Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, GÜNSİAD, DİSİAD, Mazlum-Der, Tabipler Odası ile İnsan Hakları Derneğinin bulunduğu 29 sivil toplum örgütü adına hazırlanan basın açıklamasını, Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar okudu.
Aktar, Kürt meselesinin adil, demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümüne ilişkin umutların arttığı bu dönemde, sorununun çözümünde rol alması gerekenlerin tutumunun kaygıyla izlendiğini söyledi. Çatışmasızlık ortamı sağlanarak sorunun diyalog ve demokratik tartışma içerisinde çözüm yoluna girmesinin beklendiği bir dönemde, karşılıklı duyarlılıkları gözardı eden tutumlar nedeniyle belirsiz ve umutları karartan bir ortamın yaratılmaya çalışıldığını ifade eden Aktar, şöyle konuştu:
''Yıllardır süren çatışmalı ortamın sonucu olarak toplumda meydana gelen ayrışma derinleştirilmekte, meselenin çözümüne ilişkin düşüncelerin yanı sıra duygularda da bir ayrışma ve farklılaşma yaratılmış bulunmaktadır. Bu ayrışmadan demokratik esaslar içerisinde farklılıklarımızla bir arada yaşamanın yeni zeminini oluşturacak dil ve yöntemlerde buluşmamız, toplumsal barışın tesisi için kaçınılmazdır.
Çoğulculuk, katılımcılık, farklılıkların zenginlik olarak görülmesi, azınlıkta kalanların haklarının güvence altına alınması suretiyle çoğunluk hegemonyasının önüne geçilmesi, demokratik rejimleri ayakta tutan temel ilkelerdir. Demokratik rejimler farklı olanı zenginlik olarak gören, onları ötekileştirmeyen rejimlerdir.''
''ŞİDDET HAK ARAMA YÖNTEMİ OLMAMALI''
Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar, güncel birtakım duyarlılıklar nedeniyle gösterilen tepkilerin demokratik sınırlar içinde kalması ve sokakta bir şiddet geleneğinin oluşmaması için herkesin duyarlı olmasının zorunlu olduğunu belirterek, ''Şiddet hiçbir şekilde hak aramanın, tepki göstermenin yöntemi olmamalıdır'' dedi.
Farklılıkların temsilinin, farklı siyasi partilerin varlığının demokrasilerde olmazsa olmazlardan olduğunu vurgulayan Aktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Siyasi partilerin kapatılması, demokratik ülkelerde bir çözüm yöntemi olarak kabul edilemez. Siyasal temsil yollarının kapatılması insanları farklı arayışlara sevk edecek kaygısı taşıyoruz. Türkiye'yi siyasi partiler mezarlığına dönüştürmenin toplumsal barışa bir katkısı olmayacaktır.
Tokat'ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin yaşamını yitirdiği olay hepimizi derinden üzmüştür. Ayrıca olayın meydana geldiği zaman dilimi de son derece düşündürücüdür. Silahlı yöntemin hak arama yöntemi olmasına da son verilmelidir. Bizler sivil toplum ve meslek örgütleri olarak toplumsal gerginlik ve çatışmaların bir an önce yerini sağduyu ve diyaloğa bırakması temennimizi yineliyor ve tüm kesimleri sağduyu ve duyarlılığa davet ediyoruz.''
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.